25 Mart 2010 Perşembe



Türk Sanat Müziği “Özel Konser”



... Münip Utandı ve Merve Utandı…



Konser Programı

Münip Utandı ve Merve Utandı Birlikte:
Kürdîlihicazkâr Peşrev
Tanburi Cemil Bey
Kürdîlihicazkâr Şarkı
“Geçti zahm-ı tir-i hicrin ta dil-i na-şadıma”
Hacı Arif Bey
Güfte: Şeyh Galip
Kürdîlihicazkâr Şarkı
“İftirakındır sebep bu nale vü feryadıma”
Hacı Arif Bey

Kürdîlihicazkâr Şarkı
“ Sen beni bir buseye ettin feda”
M.Celaleddin Paşa

Kürdîlihicazkâr Şarkı
“Bir gamlı hazanın seherinde ısrara ne hacet yine bülbül”
Suphi Ziya Özbekkan
Güfte: Ahmet Haşim
Kürdîlihicazkâr Şarkı
“Rakkas”
Münir Nurettin Selçuk
Güfte: Nedim

Merve Utandı :
Hicaz Şarkı
“Terk et beni artık yetişir, sende vefa yok”
Fehmi Tokay

Hicaz Şarkı
“Söyle derdini kaç yıl geçecek bu dertli başım”
Hüseyin Mayadağ

Hicaz Şarkı
“Sen saçlarıma koşan aklar gibisin”
Avni Anıl
Güfte: Koray Ekener
Hicaz Şarkı
“Yeşil gözlerini ufkuma ger ki”
Sadettin Kaynak
Güfte: Ramazan Gökalp Arkın

Münip Utandı :
Muhayyer Şarkı
“Gezdim yürüdüm dün gece hicranımı yendim”
Lem’i Atlı
Güfte: S.Mümtaz
Muhayyer Şarkı
“Niçin mahsun bakarsın sen bana öyle”
Hacı Arif Bey

Muhayyer Şarkı
“Çepçevre bahar içinde bir yer gördük”
Münir Nurettin Selçuk
Güfte: Yahya Kemal Beyatlı
Muhayyer Şarkı
“Batan gün kana benziyor”
Sadettin Kaynak
Güfte: Necdet Rüştü Efe

Münip Utandı ve Merve Utandı Birlikte:
Tahir Şarkı
“Gönül vermişken el çektim güzelden”
Fehmi Tokay

Trakya Türküsü
“Bülbülüm altın kafeste”
Anonim

Yapımcı :Emine Kıraç
Sunucu :Derya Kaya
Tarih : 31 Mart 2010 Çarşamba
Saat : 20.00
Yer : TRT Ankara Radyosu Büyük Stüdyosu


18 Mart 2010 Perşembe

4.Sınıflar Beste Yapıyorlar...



MAKAM:HİCAZKAR

4 A ve 4 B şubeleriyle müzik dersimde öğrencilerim ile bu yıl , ilk defa küçük denemeler yaparak ;daha önce hiç yapılmamış bir çalışmayı gerçekleştirdik.

Öğrencilerim özgürdüler, istedikleri konuyu seçtiler.

Kiminin şiirinin konusu Atatürk sevgisi, yurdumuz ya da aileydi; kiminin şiirinin konusu ise ormanlar,çevre kirliği,hayvan sevgisiydi.

Başarılı çalışmalar oldu.

Oluşturdukları sözleri kendi yarattıkları ritimle,kendilerince yarattıkları melodiyle süslediler.

Hatta rap,tango,marş,slow bestelerimiz de oldu.

En güzeli ve en önemlisi herkes kendi hayal gücü ağacından meyvelerini topladı.

Onlar artık küçük besteciler,küçük şairlerdi.

Çok güzel örnekler var.Tüm öğrenciler bu çalışmayı istekle,başarıyla tamamladılar..

Bu örneklerden birini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Söz:Ufkum Kaçar- 4A Sınıfı
Beste:Ufkum Kaçar- 4 A Sınıfı

Ben 4A ve 4B sınıfının öğrencilerine müzik öğretmenleri olarak;teşekkür ediyorum,sevgiyle kucaklıyorum..

18.03.2010
Merve Utandı
Müzik Zümre Başkanı



16 Mart 2010 Salı

Kış Uykusundan Tatlı Bir Uyanış..



İlkokul yıllarıma baktığımda hayat bilgisi derslerini hiç unutamam.Bu dersin kitabından en çok hoşuma giden tabiat ile ilgili konuların işlem görmeden yalın aktarılmış olmasıydı.Kitapta yer alan resimler miydi beni mutlu eden yoksa bu yumuşak sade anlatımı mıydı halen hangisinin etkisinin daha ağır bastığını bulamam.

Net olarak hatırladığım resimlerden biri soğuk kış günü,dallarında tek bir yaprak bile kalmamış kuru dallı , ince gövdeli kel ağacın altından telaşla yürüyen, annesinin elinden sıkıca tutmuş bir kız çocuğu ile yatay biçimde aralıksız üzerlerine yağan şeffaf abartılacak uzunlukta resmedilmiş yağmur damlacıklarıdır.Hem hüzünlenirim,hem de içimi tatlı bir özlem kaplayıverir.Tema kış konusudur,iki - üç ünite boyunca gri,kahve,kurşuni,siyah renklerin hakim olduğu kareler süsler kitabı.

Dördüncü ünitenin sayfalarını karıştırmaya başladığınızda ise aniden heyecanlanırsınız,özlediğiniz canlı renkler sizi karşılar..

Güneş ; iri parlak gözleriyle tüm sayfanın hakimidir ormanların kralı misali...Kolkola girmiş bulutlar masumca seyre koyulurlar bu mutlu tabloyu bozmamacasına öylece yağmur yağdırmadan beklemededirler....Top oynayan çocukların,piknik yapan bir ailenin ,alabildiğince büyük çimen alanının içinden sarı beyaz patlamış mısır görüntüsünü andıran yeni doğan papatyaların,kış uykusundan uyanan altı ay boyunca uyuduğu tahta yatağından kareli nevresim takımlarının içinden miskin yüz ifadesiyle kopmaya çalışan ayının şirin resmi aklıma geliyor bu aralar.

Şimdi tam o ünitenin işlendiği dönemdeyiz.Öğrenci olsaydım sayfaları çevirmek için sabırsızlanırdım.Penceren dışarı baktığımda tüm ağaçlar minik minik çiçek açma telaşında..Hepsi akşam baloya davet edilmiş süslü birer hanımı andırıyor.Kiminin pespembe çiçek yoğunluğu var sanki kabarık tafta süslü kadife bir elbise...Bazıları düğün hazırlığındaki masum telaşlı bir gelin gibi zarif, dantel dantel kemik rengine çalan beyazımsı dallarıyla birer duvağı andırıyor.Aralarında taze yapraklarıyla erkenden yeşerenleri de gözlerim görmüyor değil...

Tabiat canlanıyor...Doğa şırıl şırıl su kaynaklarıyla hayat buluyor.

Kuşlar kendi dillerindeki şarkılarını minörden majöre taşıma sevinciyle coşuyorlar...

Giysilerimiz bile değişiyor,renklerin canlanmasında değilim,hafifliyor üstümüzdeki ağır yünlü baskı....

Dilimize aylarca değmediremeden, hasret kaldığımız tuza batırıp yediğimiz sulu eriği yemeye başlıyoruz..

Mis kokulu ılık havayı soluma şansına ereceğimizi biliyoruz...

Üşümüyoruz!

İlkbahar geliyor!

Sadece yaşadığımız aşkın rüzgarı bizi titreten , onu da geçip ; kıs kıs gülüyoruz.

Ne de olsa mutluyuz....

Gri pastelimsi kış; şu sıralar istemeden de olsa yerini çim kokulu bahara bırakıyor, soğuğuyla bizleri tırmıklarmışcasına sert okşayan kış gelecek sene için dinlenmede,doping telaşında..

Bazılarımız belki bu mevsimi farkında olmadan karşılıyoruz. Kimilerimiz de benim gibi tüm misafirperverliğiyle kucak açıp bekliyor.. Hayat bilgisi kitabım elimde olsaydı ilkbaharı anlatan sayfada takılı kalırdı gözlerim...

Umutla,sevgiyle yaz mevsiminin müjdecisi ilkbaharı okurdum defalarca..İçimi okşayan çocuksu anlatımıyla huzur bulurdum.Oyun oynardım renkli resimlerine dalıp...Ne yalancı sonbaharı oynatırdım,ne de gri sert mizaçlı kibirli kışı...Sadece ben ve ilkbahar bitirirdik neşeyle oyunumuzu..

İLKBAHAR GELİYOR!
ŞİMDİ KIŞ UYKUSUNDAN TATLI BİR UYANIŞTAYIZ...



Merve Utandı-16.03.2010


6 Mart 2010 Cumartesi

Kek..







Öğretmenliğe başladığım ilk yılı,ilk günü hala heyecanla hatırlarım.Sınfımı nasıl süslerim,nasıl çocukların hoşlanabileceği bir mekana dönüştürebilirimin tatlı telaşıyla günlerce sabahlayarak; müzik ile ilgili dökümanları,posterleri ,resimleri toplayarak;kendimce değişik dekorlar oluşturarak,elimdekileri duvarlara,ders yapacağım odaya tek tek işledim.Başta dört beyaz duvar, beyaz iki dolap ve yirmi sıra sandalye,öğretmenler masasıyla bana teslim edilen oda şimdi ; boyalar üzerine sıkılmış boyanacak tuvale özenle aktarılacak hangi rengi seçeceğinize karar veremeyeceğiniz rengarenk bir paleti andırıyordu.

Objeleriyle,oyuncaklarıyla,tavan süsleriyle,perdeleriyle sanki oyun bahçesi,şirin soft bir bebek odası,çocukların içine girdiklerinde eğlenceli müzik seyahetlerine çıkabilecekleri sevimli bir mekana dönmüştü müzik odam.Masamın alfabe desenli örtüsü,ikram edeceğim karemelalarla dolu şeker sepetimde hazırdı.Ellerim titriyordu,az sonra içeri bana ilk kez “öğretmenim” diyecek minik saf yürekli,pırıl pırıl öğrencilerim girecekti.Her birinin gözlerindeki ışıltı,masumiyet gözlerimi doldurmaya yetecekti.İnsan tüm çocukları bağrına basmak ister miydi?

Günler,aylar,yıllar geçti.....
Sevgiyle, hoşgörüyle,inançla,bilgilerinizin ışığıyla beslediğiniz,yaratıcı,üretken,güçlü beyinlerin sahibi öğrencilerinizin gelişmelerini an an takip ederek,yükseldiklerini gözlemlemek kadar mutluluk verici bir duygu olamaz.

Öğretmenlikte beşinci yılım..

Öğrencilerime duyduğum güven hiçbir zaman beni yanıltmadı..

Bu dönem üçüncü sınıflarla bir çalışma yaptık.Tüm öğrenciler kek ile ilgili bir sunum yapmışlardı.Pano çalışmalarında hayallerindeki kekleri yansıtmışlardı tüm ayrıntılarıyla..Ben de onlara bir sürpriz yaptım,özenle yarattıkları keklerin bir şarkısı, reklam müziği olsun istedim.İki hafta öğrencilerime sözleri ve bestesi bana ait olan “Kek” şarkısını çalıştırdım.Kartonlara kek yapımında kullanılan tüm malzemeleri çizdim.Öğrencilerim onları özenle kestiler,boyutlandırıp,renklerdirdiler.Onların fikirlerinden faydalandım.Birlikte yeşil yazı tahtamıza kek resimleri çizdik,karton kek malzemelerimizle dekorlar oluşturduk.Onların telaşı,ciddiyetleri görülmeye değerdi...Sorumluluk,görev bilinci gelişmiş öğrencilerimle hazırdık artık...

Kostümlerimiz,mutfak önlüğü,mutfak bonesi,şapkası,aşçı kıyafetleri oldu.Ellerimizden mutfak eldiveni ya da çırpıcı da eksik olmadı.Dilimizde Kek şarkımıza,bedenimizle ritimler katarak canlı bir şekilde bu mini gösteriyi sınıfta sunduk.

Üçüncü sınıf öğrencilerime,bize destek olan üçüncü sınıf öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum...



İşte meşhur KEK şarkımızın sözleri.....

Fındıklı,üzümlü,çikolatalı;
Nefis taze enfes tat
“İstek Kek!”

Yumuşacık,taptaze tatlı kek,
Çıtır çıtır sımsıcak farklı kek,

Vişneli,armutlu,şeftalili;
Kakaolu,vanilyalı,naneli,
Limonlu,havuçlu,drajeli,
Nefis taze enfes tat ;
"İstek Kek!"

Yumuşacık taptaze tatlı kek,
Çıtır çıtır sımsıcak farklı kek,

“İSTEK KEK” !!!!!!!!!!!!!!

Söz:Merve UTANDI
Müzik:Merve UTANDI
Dekor: 3A- 3B- 3C SINIFI ÖĞRENCİLERİ
Kostüm:3A- 3B- 3C SINIFI ÖĞRENCİLERİ