Sonunda kendi başıma kalabildim.Uzun zamandır yazmak istiyorum.Ama
cümlelerim sürekli dans ediyor beynimin içinde..Değişiyor,”şimdi yazmalıyım
artık!” dedikçe farklı şekillere bürünüyor.Gün geçtikçe yazma isteğim artıyor,yazmadıkça
nefesim kesiliyor.
Seni anlatmak,tanımlamak,başkalarına tanıtmak oldukça
zor.Seni görmeden de farklı duygular coşuyordu yüreğimde ancak sana
alıştıkça,ısındıkça duygular da cümleler gibi değişiyor işte..
Çok heyecanlanmıştık haberi aldığımızda.Minnacık bir
noktanın yolculuğu başlamıştı bedenimde.Biz bu yolculuğun en yakın
takipçisiydik eşim ile.Her zaman dilimizin alışkın olduğu “anne –baba”
kelimeleri bile farklıydı o günün akşamında…Sabahları uyanıp gözümü ilk açtığımda “içimde biri var” düşüncesiyle gün; bir
başka lezzetli geliyordu. Meraklanıyordum.Sorularımın ardı arkası
kesilmiyordu.Hergün yeni bir endişe bu sorulara ekleniyordu.
Bu minik nokta acaba nasıl büyür?Dokuz ay on günlük süreç
beni nelerle karşılaştırır?Bu yolculuk; ben ve
küçük noktam için sağlıkla ,huzurla
tamamlanır mı?
O nokta ben farkında olmadan silinir gider mi?
Hem mutluluk,hem huzur,hem hüzün, hem
huzursuzluk,kaygılanmalarla zaman herkese
hızlı,ama anne adayı ben için yavaş geçiyordu.Sabırsızdım.Nokta aylar
sonra şekillenmiş;minyatur bir insana dönüşmüştü.Her ay bambaşka bir
biçimdeydi.Artık o benimle eşimin NOKTA BEBEĞİYDİ.Kontrollerde ultrason
ekranından kalp atışlarını duydukça Allahımız’a şükredip;yüzünü görme
çabasıyla,özelliklerini,değişkenliklerini doktorumuzdan dinlerken pür dikkat
kesiliyorduk.
Aylar geçti bir kontrolde onun cinsiyetini öğrendik.Doğum
günüme denk gelen bu kontrolde ben en büyük ve en güzel hediyemi almıştım.
“Merve hanım bebeğimiz KIZ olacak”demişti doktorumuz.Ne mutlu bize,daha nokta
bebeğimiz yokken bulduğumuz bir isim vardı,bebeğimizin ismini artık rahatlıkla
koyabilirdik..Aylar geçti.Yine şükrederek her türlü kontrellerinde onun sağlıklı oluşuyla neş’e bulduk.Nilsu hiç
yüzünü göstermedi bize.Sanırım sürprizi seviyordu. “Kime benziyor?” sorusunun cevabını hiç
bulamadık,ta ki doğana kadar. Hazırlıklar başlamıştı.Ben sürekli bir eksiği
listeliyor,eşimle,babamla,annemle alışverişlere giderek,günün sonunda keyifle
alınanların,yapılanların üstünü karalıyordum.Evimde yıkanmayan hiçbir
nesne,düzenlemeyen kıyı köşe kalmamıştı.Yeni bir canlı bizimle temiz,steril bir
mekanda yaşamalıydı.
Aslında Nilsu daha doğmadan, herşeyden habersiz;ona alınan
eşyalarla,uyuyup,oynayacağı odasının
içindeki pembenin türlü tonlarının softluğuyla, diğer odaların,eşyaların pastel
renklerine “ merhaba” demiş oldu.
Tüm anne adayları gibi benim de bedenimde,duygu dünyamda
değişimler oldu.Bebeğim hiçbir zaman işime engel olmadı.Hareketlerimi çok şükür
çok fazla kısıtlamadım.İnsanı bu özel
yolculukta ençok yoran,canını sıkan; geçmişte bu duyguyu tatmışların
bitmeyen örnekleri, tavsiyeleri,her
söylediğiniz cümleden kendi yaşanmışlıklarını ağdalı,abartılı ve negatif
seneryolarla size sunmaları.
Beden,bebek,kilo,duygular,doğum şekli,hatta aile
hatırlatmalıyım ki her bireyde farklılık gösterir.Bunu bildiğinizde biraz
rahatlamanız mümkün.Ben şunu anladım ki
asla karşılaştığım hamilelere anlatacağım bir hikayem olmayacak.Soru
sordukları takdirde seve seve yardımcı olurum.Bu dönemi anlatan,pratik
bilgilerle size faydalı çok fazla kitap var.Ben zevkle okudum,bir sürü şeyi de
oradan öğrendim.Şunu göğsümü gere gere yazacağım “ERKEK TERLİĞİ GİYECEKSİN,GÖR
BAK YAZIN NASIL ŞİŞECEKSİN!”diyen teyzeye de selam olsun,ben
şişmedim,şişmediğim gibi erkek terliği de giymedim.Şimdi gülüyorum ama o an
gözlerim kocaman açılmıştı onu dinlerken.
Zaman, son bir ay benim için aniden hızlandı.Hazırlıklar
yetişmiyor gibi geliyordu.Oysa herşey rayında ilerliyordu.Derin bir korku
yerleşmişti içime.Doğum sezeryan olacaktı.Ameliyatın günü belliydi.Herhangibir
aksilik olmazsa Ağustos’un 20’ sinde Nokta bebeğimiz Nilsumuz’u kısmet olursa
kucağımıza alacaktık ama o ameliyat kağıdını imzaladığımda çok ağlamıştım.Bu
defa olumsuz senaryoları ben yazıyordum.
Sonunda Nilsum’un doğum günü
geldi.Sıradan bir yaz günüymüşcesine eşimle sonkez başbaşa
balkonumuzda kahvaltımızı
yapıyorduk, rüzgar gülleri ahenkle dönerken sardunyalara farklı baktığımı
hissettim.İki gün sonra olur da doğumdan Nilsu ve Ben sağlıkla çıkarsak bu
sardunyalara onunla birlikte bakabileceğiz düşüncesi geçmişti zihnimden. Mutlu
mutlu gülümsedim.
Ben o gün akşamüstü ANNE,canım eşim Babür’üm de BABA
olacaktı.Evin kapısı kitlendi.Arabadaydık.İkimize de hastanenin yolu uzun
geldi.
Bavul,bebeğin ana kucağı,hastane odası için hazırladığımız
süsler,birkaç poşetle hastane kapısından
içeri girdiğimde değişik bir titremeyle karşılaştı bedenim.İtiraf etmeliyim
korkuyordum.Müthiş heyecanlıydım.
Bu heyecan; konserlerdeki solo yaptığımda duyduğum heyecana DA
benzemiyordu üstelik.Sabırla,özveriyle,sevgiyle büyüyen içimde varolan birinin
yolcuğunun tamamlanışının,hayata tutunuşunun filmini izleyecektik birazdan.
Soğuk bir odaya aldılar beni,derin bir nefes al dediler, rüya bile görmeden uyudum , bir boşluğa uçuyordum sanki,uyandığımda yine çok
şükrettim.Yaşıyordum.Az sonra Nilsum’u görecektim.Odaya çıktım.Nilsu, ailemizdeki
bireyleri de annenanne,dede,amca,büyük
hala ,büyük teyze yapıvermişti. O minnoş nokta bebeğim,kollarımdaydı.Hiç
yabancılık çekmedik birbirimize karşı.Ne de olsa dokuz ay boyunca yol
arkadaşıydık.Hastanede birbirimize daha da bağlandık.İki gün sonra evimize üç
kişi olarak döndüğümüzde daha önce hiç yaşamadığım bambaşka duygu demetini
elime aldım.Lohusalık dönemi dedikleri bu dönem beni oldukça sıktı.Maalesef
yine türlü türlü hikayeler dinlemek zorunda kaldım.Hem de negatif başlangıcı olup ;sonuç kısmında sizi endişeye
boğan,geleceği olumsuzluklar zinciriymiş gibi göreceğiniz saçmalıkta
hikayeler.Tecrübeli bireylerin kendilerine göre çok anlamlı buldukları,bana
anlamsız gelen tavsiyeleri de gözardı edilemez.Tabiki bunları tamamıyla saflıkla,iyi niyetle
anlattıklarından emin olduğum için çoğu zaman kızmamaya çalıştım.Gerçi ister
istemez etkileniyorsunuz.Yine ısrarla söylüyorum her lohusa,her bebek,her
aile,her ev birbirinden oldukça farklı o yüzden fazla takılmamak en doğru
karar.Hamilelikte sizi ağlatan bir olay ,lohusalıkta sizi
güldürebilirken;eskiden size komik ve sempatik gelen bir şey o dönemde itici ve
antipatik gelebilir.Lohusalığı kırk günü başarıyla tamamlayarak
bitirdim.Başarıyla diyorum çünkü hemen bitsin istedim.
Nilsu Bebek şimdi iki ayını bitirmek üzere.Onun bazı
ihtiyaçları var.Gerçek sevgi,anne sütü,biraz mama ve özenli
bakım.Konuştuğunuzda sizi pür dikkat dinliyor,yeni yeni gülmeye başladı
diyebiliriz.Önemli olan gerçekten sadece bize karşı değil,yaşadığı,yaşayacağı
topraklarda da hayırlı bir birey olabilme vasfına erişmesi,başarılara imza
atabilip faydalı bir insan olmayı
yakalaması.
Şimdi mama zamanı acıktın,ağlıyorsun,yazımı sana söz hemen bitiriyorum..
İyi ki doğdun Nilsuyumuz,herşeyimiz.Allah seni ve tüm
bebekleri ,çocukları nazarlardan,kötülüklerden korusun,ailelerinden
ayırmasın,acılar yaşatmasın olur mu?İyi ki bizimlesin.İyi ki bizim
kızımızsın.Sağlıkla büyü,huzurla yaşa..
Sen her ay,her yıl bizi farklı yolculuklara götür anneciğim
benim.
Seni seviyorum.
MERVE UTANDI KALKAN-16 EKİM 2015-GÖZTEPE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder