16 Ekim 2015 Cuma

İÇİMDE BİRİ VAR...


 
 
Sonunda kendi başıma kalabildim.Uzun zamandır yazmak istiyorum.Ama cümlelerim sürekli dans ediyor beynimin içinde..Değişiyor,”şimdi yazmalıyım artık!” dedikçe farklı şekillere bürünüyor.Gün geçtikçe yazma isteğim artıyor,yazmadıkça nefesim kesiliyor.

Seni anlatmak,tanımlamak,başkalarına tanıtmak oldukça zor.Seni görmeden de farklı duygular coşuyordu yüreğimde ancak sana alıştıkça,ısındıkça duygular da cümleler gibi değişiyor işte..

Çok heyecanlanmıştık haberi aldığımızda.Minnacık bir noktanın yolculuğu başlamıştı bedenimde.Biz bu yolculuğun en yakın takipçisiydik eşim ile.Her zaman dilimizin alışkın olduğu “anne –baba” kelimeleri bile farklıydı o günün akşamında…Sabahları  uyanıp gözümü ilk açtığımda   “içimde biri var” düşüncesiyle gün; bir başka lezzetli geliyordu. Meraklanıyordum.Sorularımın ardı arkası kesilmiyordu.Hergün yeni bir endişe bu sorulara ekleniyordu.

Bu minik nokta acaba nasıl büyür?Dokuz ay on günlük süreç beni nelerle karşılaştırır?Bu yolculuk; ben ve  küçük noktam için sağlıkla ,huzurla  tamamlanır mı?



O nokta ben farkında olmadan silinir gider mi?

Hem mutluluk,hem huzur,hem hüzün, hem huzursuzluk,kaygılanmalarla zaman herkese  hızlı,ama anne adayı ben için yavaş geçiyordu.Sabırsızdım.Nokta aylar sonra şekillenmiş;minyatur bir insana dönüşmüştü.Her ay bambaşka bir biçimdeydi.Artık o benimle eşimin NOKTA BEBEĞİYDİ.Kontrollerde ultrason ekranından kalp atışlarını duydukça Allahımız’a şükredip;yüzünü görme çabasıyla,özelliklerini,değişkenliklerini doktorumuzdan dinlerken pür dikkat kesiliyorduk.

Aylar geçti bir kontrolde onun cinsiyetini öğrendik.Doğum günüme denk gelen bu kontrolde ben en büyük ve en güzel hediyemi almıştım. “Merve hanım bebeğimiz KIZ olacak”demişti doktorumuz.Ne mutlu bize,daha nokta bebeğimiz yokken bulduğumuz bir isim vardı,bebeğimizin ismini artık rahatlıkla koyabilirdik..Aylar geçti.Yine şükrederek her türlü kontrellerinde onun  sağlıklı oluşuyla neş’e bulduk.Nilsu hiç yüzünü göstermedi bize.Sanırım sürprizi seviyordu. “Kime  benziyor?” sorusunun cevabını hiç bulamadık,ta ki doğana kadar. Hazırlıklar başlamıştı.Ben sürekli bir eksiği listeliyor,eşimle,babamla,annemle alışverişlere giderek,günün sonunda keyifle alınanların,yapılanların üstünü karalıyordum.Evimde yıkanmayan hiçbir nesne,düzenlemeyen kıyı köşe kalmamıştı.Yeni bir canlı bizimle temiz,steril bir mekanda yaşamalıydı.

Aslında Nilsu daha doğmadan, herşeyden habersiz;ona alınan eşyalarla,uyuyup,oynayacağı odasının  içindeki  pembenin  türlü tonlarının softluğuyla,  diğer odaların,eşyaların   pastel  renklerine “ merhaba” demiş oldu.

Tüm anne adayları gibi benim de bedenimde,duygu dünyamda değişimler oldu.Bebeğim hiçbir zaman işime engel olmadı.Hareketlerimi çok şükür çok fazla kısıtlamadım.İnsanı bu özel  yolculukta ençok yoran,canını sıkan; geçmişte bu duyguyu tatmışların bitmeyen örnekleri, tavsiyeleri,her  söylediğiniz cümleden kendi yaşanmışlıklarını ağdalı,abartılı ve negatif seneryolarla size sunmaları.

Beden,bebek,kilo,duygular,doğum şekli,hatta aile hatırlatmalıyım ki her bireyde farklılık gösterir.Bunu bildiğinizde biraz rahatlamanız mümkün.Ben şunu anladım ki  asla karşılaştığım hamilelere anlatacağım bir hikayem olmayacak.Soru sordukları takdirde seve seve yardımcı olurum.Bu dönemi anlatan,pratik bilgilerle size faydalı çok fazla kitap var.Ben zevkle okudum,bir sürü şeyi de oradan öğrendim.Şunu göğsümü gere gere yazacağım “ERKEK TERLİĞİ GİYECEKSİN,GÖR BAK YAZIN NASIL ŞİŞECEKSİN!”diyen teyzeye de selam olsun,ben şişmedim,şişmediğim gibi erkek terliği de giymedim.Şimdi gülüyorum ama o an gözlerim kocaman açılmıştı onu dinlerken.

Zaman, son bir ay benim için aniden hızlandı.Hazırlıklar yetişmiyor gibi geliyordu.Oysa herşey rayında ilerliyordu.Derin bir korku yerleşmişti içime.Doğum sezeryan olacaktı.Ameliyatın günü belliydi.Herhangibir aksilik olmazsa Ağustos’un 20’ sinde Nokta bebeğimiz Nilsumuz’u kısmet olursa kucağımıza alacaktık ama o ameliyat kağıdını imzaladığımda çok ağlamıştım.Bu defa olumsuz senaryoları ben yazıyordum.

Sonunda Nilsum’un doğum günü  geldi.Sıradan bir yaz günüymüşcesine eşimle  sonkez başbaşa   balkonumuzda kahvaltımızı yapıyorduk, rüzgar gülleri ahenkle dönerken sardunyalara farklı baktığımı hissettim.İki gün sonra olur da doğumdan Nilsu ve Ben sağlıkla çıkarsak bu sardunyalara onunla birlikte bakabileceğiz düşüncesi geçmişti zihnimden. Mutlu mutlu gülümsedim.

Ben o gün akşamüstü ANNE,canım eşim Babür’üm de BABA olacaktı.Evin kapısı kitlendi.Arabadaydık.İkimize de hastanenin yolu uzun geldi.

Bavul,bebeğin ana kucağı,hastane odası için hazırladığımız süsler,birkaç  poşetle hastane kapısından içeri girdiğimde değişik bir titremeyle karşılaştı bedenim.İtiraf etmeliyim korkuyordum.Müthiş heyecanlıydım.

Bu heyecan; konserlerdeki solo yaptığımda duyduğum heyecana DA benzemiyordu üstelik.Sabırla,özveriyle,sevgiyle büyüyen içimde varolan birinin yolcuğunun tamamlanışının,hayata tutunuşunun filmini izleyecektik birazdan.

Soğuk bir odaya aldılar beni,derin bir nefes al dediler,  rüya bile görmeden uyudum , bir boşluğa  uçuyordum sanki,uyandığımda yine çok şükrettim.Yaşıyordum.Az sonra Nilsum’u görecektim.Odaya çıktım.Nilsu, ailemizdeki bireyleri de  annenanne,dede,amca,büyük hala ,büyük teyze yapıvermişti. O minnoş nokta bebeğim,kollarımdaydı.Hiç yabancılık çekmedik birbirimize karşı.Ne de olsa dokuz ay boyunca yol arkadaşıydık.Hastanede birbirimize daha da bağlandık.İki gün sonra evimize üç kişi olarak döndüğümüzde daha önce hiç yaşamadığım bambaşka duygu demetini elime aldım.Lohusalık dönemi dedikleri bu dönem beni oldukça sıktı.Maalesef yine türlü türlü hikayeler dinlemek zorunda kaldım.Hem de negatif  başlangıcı olup ;sonuç kısmında sizi endişeye boğan,geleceği olumsuzluklar zinciriymiş gibi göreceğiniz saçmalıkta hikayeler.Tecrübeli bireylerin kendilerine göre çok anlamlı buldukları,bana anlamsız gelen tavsiyeleri de gözardı edilemez.Tabiki  bunları tamamıyla saflıkla,iyi niyetle anlattıklarından emin olduğum için çoğu zaman kızmamaya çalıştım.Gerçi ister istemez etkileniyorsunuz.Yine ısrarla söylüyorum her lohusa,her bebek,her aile,her ev birbirinden oldukça farklı o yüzden fazla takılmamak en doğru karar.Hamilelikte sizi ağlatan bir olay ,lohusalıkta sizi güldürebilirken;eskiden size komik ve sempatik gelen bir şey o dönemde itici ve antipatik gelebilir.Lohusalığı kırk günü başarıyla tamamlayarak bitirdim.Başarıyla diyorum çünkü hemen bitsin istedim.

Nilsu Bebek şimdi iki ayını bitirmek üzere.Onun bazı ihtiyaçları var.Gerçek sevgi,anne sütü,biraz mama ve özenli bakım.Konuştuğunuzda sizi pür dikkat dinliyor,yeni yeni gülmeye başladı diyebiliriz.Önemli olan gerçekten sadece bize karşı değil,yaşadığı,yaşayacağı topraklarda  da hayırlı bir birey  olabilme vasfına erişmesi,başarılara imza atabilip  faydalı bir insan olmayı yakalaması.
 
Şimdi mama zamanı acıktın,ağlıyorsun,yazımı sana söz hemen bitiriyorum..

İyi ki doğdun Nilsuyumuz,herşeyimiz.Allah seni ve tüm bebekleri ,çocukları nazarlardan,kötülüklerden korusun,ailelerinden ayırmasın,acılar yaşatmasın olur mu?İyi ki bizimlesin.İyi ki bizim kızımızsın.Sağlıkla büyü,huzurla yaşa..

Sen her ay,her yıl bizi farklı yolculuklara götür anneciğim benim.

Seni seviyorum.


MERVE UTANDI KALKAN-16 EKİM 2015-GÖZTEPE