14 Şubat 2018 Çarşamba

TÜCCAR TERZİ SADIK BULUT


Küçücük bir dükkandı aslında  ama  minik bedenimle içeri girdiğimde herşey o kadar renkli ve büyük gelirdi ki gözüme.. Düzenle katlanmış rafta duran koyu renk kumaşların arasında hep gözlerim pembeyi arasa da füme , siyah, kahve, bej dışındaki renkleri görme şansım hiç olmadı. Boyumu oldukça aşan, başı hiçbir zaman olmayan  iri cüsseli  gövde adam  olarak nitelendirdiğim  prova mankeni ise  kareli kumaşlı dikilmeye hazır ceketiyle beni karşılardı.


Dikiş makinasının ritimli müziğiyle iplik makarası  hafif hoplar hızla dönerdi. Her dönüşünde de  kumaş bambaşka şekillere bürünürdü. O zaman adını sadece tahta cetvel sanıdığım eğri, ön, düz riga pistole cetvelleri, kavadura   riga cetveli gözüme çok ilginç nesneler olarak görünürdü.

Bu dükkanın sahibi  boynundan mezurasını eksik etmeyen Tüccar Terzi Sadık amcanın  dükkanına ne vakit uğrasam bana  portakallı oralet ikram ederdi. Prova odasının perdesini kapatıp oradaki mecmualara merakla bakardım. Asma katta ayakkabasını çıkarıp bağdaş kurarak teğel yapan kalfaların ağızlarıyla ciddi bir yüz ifadesiyle  iplik koparışlarını da taklit ederdim.

Mulajları resim kağıdı zanneder, Sadık amcanın elindeki çizgi sabunuyla kumaşa resim yaptığını düşünür akşam evde banyo sabunuyla eteğime desenler yapma çabası içine girerdim. En sevdiğim ve dikkatimi çeken objelerden biri ise kolunda aslı duran kol iğneliği idi. Dikiş iğneleri nedense korkutur, toplu iğneler şeker gibi şirin görünürdü gözüme.

Kambur ütü tahtası bildiğim ütü tahtalarından da farklıydı. Yıllar geçti..Dükkana uğrayışlarım azaldı ister istemez.

Dün akşam dükkanın  olduğu pasajın önündeydim. Bedenim büyüktü bu sefer ama başka bir minik beden o dükkandan benimle birlikte içeri girdi. Sadık Amca dikiş makinesinin başındaydı. Çivit mavisi gözlerinden şaşkınlığını görmemek imkansızdı. “Beni çok mutlu ettiniz çocuklar ” derken; o kadar çok duygulandım ki .. Kızım dedesinin arkadaşı, çocukları çok seven Sadık Amca’yı daha önce görmüş gibi içten davrandı ,ilk defa görmesine rağmen kırk yıllık dostu imiş edasıyla  yanyana oturdular. Tanıştılar.

Çocukluğuma gittim. Gözlerimi kapattım.. Elimde sürfile makası varmış gibi  geçmişten bir kare kumaş kestim ve otuz yıl öncesinin fotoğrafını yapıştırdım zihnime. Elimde o günlerden kalma fotoğraf maalesef olmadığından da bloğuma bugünün fotoğraf karesini ekliyorum..

Kızıltoprak’ta pasaj içindeki dükkanında halen aktif çalışan Tüccar Terzi Sadık Amca’ya da sıhhat dolu bol kazançlı günler diliyorum. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın diyorum.

                                                                                                                          Merve Utandı Kalkan

                                                                                                        14 Şubat   2018 –BALTALİMANI/iSTANBUL