11 Kasım 2009 Çarşamba

Gri Kış


Ağaçların kırmızılığıdır hayran olduğum kimi zaman...


Sarı sonbahardan gri kışa gönderirler kızılımsı kuru yapraklarını. Hüzünlü gelirler.Gözlerimde hep bir buğu bırakırlar baktığımda onlara.Çoğu yaprak ezilmiştir daldan düştüğü anda bir haylaz çocuğun top oynarken heyecanla koştuğu sırada sert adımlarının altında.Bir çoğu da süslü bir kadının sokakta salına salına yürüdüğü anda parçalanmıştır, ince topuklu yüksek ayakkabısının altında ; oracıkta çıkardığı kendine has sesle,beliki de acıyla ..Bu kızılımsı kuru yapraklar lodosun poyraza döndüğü, hırçın rüzgarlı havalarda da gökyüzünden sonsuzluğa,bilinmezliğe uçuverirler telaşla..

Yeni bir mevsime geçişi kabullenemeyenleri de vardır içlerinde. Bazıları gri kışa zorla misafir ettirmiştir kendini. Sorduğunuz da onlara; sorunsuzdurlar,”iyi ki gri kışa misafir gittik derler. Bu sahte savunmalarına ağacın dalında şarkı söyleme çabasında olan bariton ve alto karga korosu kesik kesik gülerler.Serçelerle dost olan bir kızılımsı yaprak grubu ise gri kışa teslim olurlar, teslim olmak zorundadırlar , istemeden de olsa…

Mutlu değillerdir belki. Ama rol yaparlar, suskunluğu seçtikleri de olur. Mucize beklerler tüm inançlarıyla. “Bir mucize olsa da yaza dönsek uzun kestane ağacının en tepesinde bizi bekleyen kalın pürüzlü dalın üstünde yeşil körpe yapraklarımızla” diye..Günler geçer,gri kış etkisini tüm sertliğiyle gösterir. Gri kışa kendilerini zorla misafir ettiren kızılımsı yapraklar şimdi çaresizlerdir. Ne yapacaklarının bilinçsizliğiyle, gereksiz kararlılıklarının esiri olmuşlardır.Bu saatten sonra direnmelerinin de bir anlamı yoktur.

Gri kış onları çoktan yutmuş, yok etmiştir.Kurak bir tarlada gri kışın alaycı rüzgarının eşliğinde kuru siyah bir ağaç gövdesinin durduğu toprağın altında cansız yatmaktadırlar.İnançlarıyla mucize bekleyen kızılımsı tedirgin yapraklarda; gri kışın acımasız misafirperverliğinden sıyrılıp; kurak tarlada ilkbahara gözlerini açarlar huzurla… Canlanırlar…Yeşil taç yapraklarıyla ulu kestane ağacının pürüzlü kalın dallarında serçelerle huzur şarkısını mırıldanırlar….

Merve Utandı
11.11.09

3 yorum:

  1. Kırmızı yapraklar, gri kışa teslim olmamıştır aslında.

    Yeri ve zamanı geldiğinde ne yapılması gerektiğini öğretmiştir toprak ana.

    Başları dik bir şekilde düşerken toprağa, gri kışın anlamsız sesleri arasında kaybolur sadece kavuşmanın mutluluk sesleri

    Ve onlar bilir;

    Anlamsız sesler örter daima anlamlı sesleri

    Susmak değildir duyulmayan ses, anlamın farkında olmayanların anlamsızlığıdır etrafa yayılan ses.

    Ve boğuktur,

    sisli, puslu...

    ve biraz da peltek...

    YanıtlaSil
  2. O kırmızı yapraklar bir dahaki baharın güzel olacağını muştulayan yapraklardır aslında
    gri kışın haberi yok bundan..

    YanıtlaSil
  3. belki de...
    Kırmızı yaprakların mutluluğuna diyelim o zaman....

    YanıtlaSil