5 Aralık 2010 Pazar

DÜŞÜŞ




Kırmızı kadife perde sımsıkı kapalıydı,oyunun başlamasına sadece on dakika kalmıştı.Biraz sonra başlayacak oyunun konusu hakkında biraz ön araştırma yapmıştım..

Kucağımda şehir tiyatrolarının bugün izleyeceğimiz oyununu anlatan, hangi yazara ait bir oyun olduğunu, yönetmenin ,oyuna ruh verecek oyuncularının hangi sanatçılar olduğunu özetleyen kitapçık durmaktaydı.

Önce baştan sona şöyle bir inceledikten sonra,detaylı olarak birkez daha gözden geçirmek istedim.

Oyuncuların listesini tekrar okudum ve kısa bir an 2010 yılından koparak; lise yıllarıma geçiş yaptım..Oyunda oynayan sanatçılardan birinin ismini görmem sonucunda başlayan bu geçmişe yolculuğum ; perdenin açılmasıyla son bulmak zorunda kaldı
Ve “DÜŞÜŞ” isimli oyun başladı.

Artık çok emindim.Başrol oyuncularından Nimet karekterini canlandıran Defne Gürmen Üstün benim Kadiköy Kız Lisesin’den arkadaşımdı.Okul servisinde de birlikteydik,servis şöförümüz onu benden daha önce bırakırdı evine.Bazı zamanlar çıkışta bizimle gelmezdi; onun bahsettiği benim ise hayal meyal hatırladığım tiyatro çalışmaları olduğu için..

Kendimi kolay toparlayamadım; çok ama çok duygulanmıştım.Öyle özel bir duygu ki ,çocukluk zamanlarını hatırladığım arkadaşım yıllar sonra karşımdaydı ve ben arkama gururla yaslanmış gözlerim yaşlı onun sanatını seyrediyordum.

Tüm hislerimi onun güçlü oyunculuğu sayesinde bir süre dondurabiliyor,soluksuz bir şekilde oyunculuğuna konsantre olarak; Nimet karakterini tanımaya çalışıyordum.Arkadaşım Defne’nin rolü gereği yaptığı mimikleri,ciddiyeti,ses tonu,disiplini,kostümleri taşıyan asil bedeni; otoriter ,hırslı,ihtiraslı bir kadın olan Nimet’i bile sevebilmemi sağlamıştı..

Mehmet Şehabettin Paşa’nın(Toron Karacaoğlu) hırsları,her zamanki üstün oyunculuğu,İzzet Hanım’ın (Oya Palay) bunalıma düşmüş, kızıyla iletişim kuramamış bir anneyi ve oyunun sonunda eşini kaybettiği gün kızı Nimet’in onunla konuşması sonrasında yaşadığı şaşkınlığın acıyla harmanlanışını yakından izlemek Şefik’in (Erkan Sever) eşi Nimet’e duyduğu hayranlık sonucu başına gelen olayları,Sultan Hamit’in padişahlık günlerindeki (Engin Gürmen) son demleri görülmeye değerdi...

Çeşmifelek’in(Melike Altınbaran) konağa ve paşasına bağlılığını,Gazeteci’nin(Özgür Dağ)gerçekçiliğini,I.İstanbull’lu(Yavuz Şeker),II.İstanbul’lu (Murat Derya Kılıç)Rahmi(Engin Coşkun),Nazım(Samet Hafızoğlu),Cavit(Gökhan Eğilmez),Talat(Caner Çandarlı),Tahsin Efendi/Hüseyin Hilmi(Rahmi Elhan),Hilmi Efendi/Tevfik Paşa(Ali Karagöz) da bizlerin farklı bakış açılarıyla o günlerin hareketli,huzursuz İstanbul’unu yakından anlamımıza yardımcı oldu..

Sahne tasarımıyla,dekoruyla,kostümlerin ve aksesurların canlılığıyla Engin Gürmen’nin yönetimindeki ,yazar Kemal Bekir’in Düşüş adlı bu son derece güzel oyundan etkilenmemek mümkün değildi.Efektlerin zamanlaması,müzik seçimi ve ışık oyunları bizleri zaman zaman da heyecanlandırıyordu.


Oyun bitmişti.Tüm oyuncular sırayla selamlarını verirken; alkış tempomuzda hızlanmıştı,arkadaşım Defne Gürmen Üstün’ü sanki ister istemez daha büyük bir coşkuyla alkışlıyordum..O kadar torpil yapma lüksüm vardı..Ne de olsa o benim arkadaşımdı ve bugün unutulmaz bir sürpriz yaşatmıştı bana..

Aynı lisedeydik Defne ile..

Okul servisimiz de aynıydı...En son birbirimizi nasıl,ne şekilde görmüştük? Birbirimize en son ne anlatmış,hangi cümleden sonra farklı yollara gitmiştik hatırlamıyorum!


Defne sanatın oyunculuk dalında ilerlemiş,başarılar kazanmış ve bugün babası Engin Gürmen ile aynı sahneyi paylaşarak mesleğini icra etmekte...

Ben ise sanatın müzik dalını meslek olarak seçmiş ve bugün tıpkı Defne gibi sahnede babam Münip Utandı’yla farklı bir sanatı icra ediyorum...

Tüm oyuncuları içtenlikle kutlayıp onlara teşekkürlerimi sunarken;Defneci’ğim seni de canı gönülden kutluyorum...

MERVE UTANDI

05.12.2010-GÖZTEPE/İSTANBUL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder