7 Şubat 2010 Pazar

Kar..


















Eğriliğine,büğrülüğüne bakmadan rastgele beyazlığın ortasına yavaşça sapladı elindeki havucu.Elindeki kömür karası sele zeytinlerini de göz kararıyla orantısız yerleştiriverdi.Yeni bir güne başlamanın telaşıyla gözlerini açmaya çalıştığında saatin sabahın altısını çoktan geçmiş olduğunu farketti.

Hem acelesi vardı, hem de “nasıl uyanabilirim?” diye düşünüp, göz kapaklarını ilk olarak buz gibi suyla, belki bir ümit uykudan koparak açılırlar düşüncesiyle yıkamıştı, dondurmuştu mahmur yüzünü adeta.Herşey o kadar aynıydıki hayatında, o gün giyeceği giysiler, geceden giyilme sırasına girmişlerdi yine..Tek eksik küpelerdi.Onları da hızlıca seçivermişti.Yerde duran battaniyeyi de kaldırıp,cama doğru gitti.O sabah bir gariplik vardı. Meşhur pencere önü solisti şişman güvercin; monoton konserini vermemişti henüz.. Perdeyi açmasıyla dona kaldı.Rüya mıydı gördüğü manzara?

Her yer bembeyazdı; eksik kiremitli damlar, pencerenin önündeki çınar ağacının kuru siyahımsı dalları,çamlar,engebeli kaldırımlar,dar araba yolu,apartmanın müdavimlerinden kara kedi bile...

Yılın ilk karı yağmıştı seneler sonra!!!!

Karanlık sokak,o sabah mükemmel bir beyazlıkla yumuşamış, çıtır kızarmış ekmeğin üzerine özenle sürülen eritme peyniri gibi tüm sokağı mükemmel bir görüntüye kavuşturmuştu. Kusurlar örtülmüş,nesnelerin sert ve sivri hatları beyazlıkla sanki yuvarlaklaştırılmış, bambaşka boyutlar kazanmıştı.

O; içindeki çocuksu sevinci durduramıyordu.İçinden kar kelimesinin geçtiği tüm şarkıları söylüyordu sırayla.

Gökyüzü dopdoluydu...Sanki yüzbinlerce ak kostümlü sineklerin ritimsiz dansıydı bu yağış..Dansa katılım çoğalmıştı.Yorulan ak kostümlüler ; dansı bırakıp,aşağıda pırıl pırıl parlayan, yenmeye hazır bir ekmek kadayıfı görünümündeki evin damının üstünde kaymak misali duran buz topluluğuna tek tek serpildiler.

Kısa bir zaman sonra tombul kar dolu bulutlardan iri parçalar halinde beyaz buzcuklar kopmaya başladı.Başlarını gökyüzüne kaldıranlar, bir an için tepelerinden temizlik meraklısı bir ev hanımının elinde tozu giderilsin diye dövdüğü yastık kılıfının köşesindeki yırtıktan saçlarına pamuk dökülüyor hissine kapılmış olabilirlerdi.Görüntü gerçekten muhteşemdi.Mutlu sabah bu şekilde başlamıştı...

Televizyonu açmayı akıl etti.Haberlerde yapılan tüm anonslarda yolların tamamen kapandığı ve işlerin tatil edildiğini öğrendi. Sokak rengarenk bereli ,şapkalı,eldivenli,paltolu,montlu,kar çizmeli bonbon şekeri paketinden fırlamış karamelayı andıran insanlarla doluydu. Çoğu yollarda yuvarlanıyor,oluşturdukları kar toplarıyla şakalaşıyorlardı.O ;kendini pencereden izlediği renkli görüntüye bu ani kar sürpriziyle atmış oldu.Kardan adamın gözleri ve burnu tamamlanmıştı da portakal kabuğuylada dudağını oluşturdu.Tipi başlamıştı.Atkısını veremezdi.Üşüyordu..Bu tatlı bir üşümeydi.Yaptığı kardan adamın resmini çekti.Küçükken çay tepsisine onun için yapılan minyatür kardan adamı düşündü ve gülümsedi.

Yılın ilk karı nasıl da neşelendirmişti onu ve herkesi!
Kar çok sevilen birinden beklenmedik anlarda telefon gelmesi gibiydi..
Kar huzurdu.
Kar sürprizdi,telaşlı anlarda sakinleştirendi.
Kar umuttu belkide..
Bembeyazdı..Tüm renklerin fon kartonuydu..
Tatildi...
Köşeleri, sertliği bir süreliğine silen ,yok edendi.
Temizliğin sembolüydü.
Belki de kızgın yürekleri oyalayan bir oyundu tıpkı kar topu gibi.
Yuvarlaktı.
Bin bir şekille desen desen düşendi.
Özeldi.Özlenendi...

MERVE UTANDI-7 Şubat 2010


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder